Translate

31 Mayıs 2015 Pazar

Ağlayan Çınar


Bursa'nın Gölyazı beldesinde bulunan Ağlayan Çınar, oldukça ünlü bir noktadır ve yıl içerisinde fazlasıyla ziyaret edilmektedir. 

730 yıllık bir geçmişten günümüze gelen Ağlayan Çınar, kanlı gözyaşlarıyla bilinir; fakat gözyaşı olarak tabir edilen olay ağacın öz suyunun çıkmasıdır. Çok güzel bir hikayesi vardır ve tam da hikayesine uygun bir şekilde gölgesinde dinlendirir misafirlerini. Evet… 400 metrelik bir alanı gölgesinde saklayan bu yaşlı çınar, yaşadığı her olayda gövdesine bir çizgi atmış olsa da hala sıcak ve samimidir. Tam 7 asır Gölyazı'nın simgesi olan Ağlayan Çınar'ını gezdikten ve eğlenceli vakitler geçirdikten sonra, yakınında bulunan Ayvaini Mağarası'nı ve Ulubat Gölü'nü de ziyaret edebilirsiniz.

Orhangazi Camii



Orhangazi Camii
Bursa'nın dini yapıları arasında bulunan Orhangazi Camii, II. Osmanlı Sultanı Orhan Bey tarafından inşa ettirilmiştir. 

1339 yılında inşa edilen caminin yapımında yığma taş, kesme taş ve tuğla kullanılmıştır. Orhangazi Camii'nin çatısı ahşaptan yapılmıştır. Motifleri ise sadeliğiyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Bursa'nın Orhangazi ilçesinde bulunan cami, yapıldığı ilk dönemlerde han, hamam, imaret, aşhane, zaviye, medrese, mektep, bölümleri vardı ve bir külliye özelliği taşımaktaydı. Bu dini yapı, tarihinde birçok kez yenilenmiştir. 1413 yılında Bursa'nın işgali sırasında harap olan cami, Çelebi Sultan Mehmet döneminde, 1417 yılında Vezir Beyazıd Paşa tarafından onarılmıştır. 

Oylat Vadisi

İnegöl'ün oksijen deposu köşelerinden biridir Oylat. Kaplıcaları, derelerin oluşturduğu çağlayanları, yeşillikleri görülmeye değerdir. Oylat Vadisi, gürgen, meşe, çam, çınar ve ıhlamur ağaçlarıyla kaplı büyük bir ormana sahiptir. Ruhunuzu ve bedeninizi yenileyecek bir tabiata sahiptir. Oylat Vadisi boyunca, tüm yeşilliklerin arasında keşfedecek çok yer bulacaksınız. Oylat Şelalesi tüm ihtişamıyla çıkacak karşınıza. Oylat Mağarası ise tüm gizemiyle… Oylat Vadisi'nde uzun yürüyüşler yapabilirsiniz. Doğanın sesini dinleyebileceğiniz bu nokta birçok otel sunmaktadır ve oteller yılın her mevsimi hizmet vermektedir.

Oylat Kanyonunun sona erdiği noktada yer alır. Oylat Mağarası permiyen mermerlerinde doğu-batı yönlü  belirgin bir fay hattı üzerinde gelişmiştir. Mağaranın giriş ağzı vadi tabanından 5-6 metre yukarıdadır. Burada  kanyonun derinliği 450-500 metre civarındadır. Mağara girişinin üst tarafında 3 tane daha mağara girişi vardır.Birbirine bağlı iki kattan oluşan mağaranın  toplam uzunluğu 665 metredir. Genel olarak  menderesli bir profile sahip olan mağara iki  bölüme ayrılır. Girişten çöküntü salonuna  kadar olan birinci bölüm dar galerilerden  oluşmuştur ve ortalama 2-5 metre  genişliktedir. Tavan yüksekliği ise bu bölümde 15 metre civarındadır. Burada dev  kazanı ve damlataş havuzları önemli yer  kaplar. İkinci bölüm ise büyük çöküntü  salonudur. Başlangıcı ile son noktası arasında  93 metrelik yükseklik farkı vardır. Bu salonun  genişliği 25-55 metre, tavan yüksekliği ise  3-10 metre arasındadır. İri blok ve dev  damlataş (sarkıt, dikit ve sütun) şekillerinden  oluşan salonun yukarıda bulunan son kesimi  kalın bir çakıl, kum ve mil tabakalarından  oluşmuştur. 

Oylat mağarası gelişimini tamamlamış fosil bir mağaradır. Tavandan damlayan sular dışında, belirgin bir su  akışı görülmez. Bu sular damlataş havuzlarında yer yer gölcükler oluşturur. 

Muradiye Külliyesi


Muradiye Külliyesi
Bursa'daki Kaplıca Caddesi ve Hamzabey Caddesi'nin kestiği noktaya yakın bir konumda olan Muradiye Külliyesi, tarihe meydan okuyan bir mimariye sahiptir. 

Muradiye Külliyesi, 1425-1426 yılları arasında Sultan II. Murad tarafından yaptırılmıştır ve Bursa'daki yaptırılan son Osmanlı külliyesidir. Külliyenin hamam, cami, medrese, darüşşifa ve türbeden oluşan bölümleri vardır. Türbe bahçesinde 12 türbe bulunur. Külliye yeşil bir alan da yer alır ve mistik bir çekim gücü vardır. 

Yıldırım Beyazıt Külliyesi


Yıldırım Beyazıt Külliyesi
Yıldırım Beyazıt Külliyesi 1389-1402 yılları arasında,Bursa'da inşa edilmiştir. İsmini banisinden alan külliye, Sultan Yıldırım Bayezid'in isteği üzerine yapılmıştır. Külliye, şehir merkezinde yer alan Yıldırım semtinde yer alır.

Külliye çok eski bir tarihe sahip olsa da birçok bölümü günümüze kadar gelebilmiştir. Yıldırım Beyazıt Külliyesi'nin bölümleri arasında cami, türbe, medrese, hamam, darüşşifa, imaret ve çeşme yer alır. 

Yıldırım Camii, külliyenin bulunduğu tepenin en üstünde yer alır. Osmanlı döneminin ilk yıllarına ait olan örnek bir mimariye sahiptir. Külliyenin türbesinde Yıldırım Bayezid'in mezarı bulunmaktadır. Caminin 20 metre uzaklığında ise medrese yer alır. Yıldırım Medresesi'nin önü kapalıdır. Önü kapalı bu medrese Osmanlı mimarisinde bir ilk olmuştur. 

Büyük bir yapı kompleksidir ve şehrin gezilip görülmesi gereken noktalarının ilk sıralarında gelir.

Bursa Kent Müzesi


Bursa Kent Müzesi
Bursa Kent Müzesi, Osmangazi'de bulunmaktadır. Eski adliye binasının yenilenmesiyle 2004 yılında hizmete girmiştir. 
Kent Müzesi'ndeki eserler 7000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Müzedeki eserler arasında; 6 Osmanlı padişahının balmundan yapılmış heykeli, kentin topografik maketi ve çeşitli objeler vardır. Müzeye ulaşım oldukça kolaydır. Heykel Meydanı'nda Bursa Valilik Binası'nın yanında bulunuyor. Bursa Kent Müzesi'ni gezinize dahil edebilirsiniz. 
Şehrin diğer tarihi ve doğal güzellikleri arasındaki Emir Sultan Camii'ni, Oylat Vadisi'ni, Uludağ Milli Parkı'nı ve Geruş Sinagogu'nu gezip keyifli bir Bursa gezisi 

Tümbüldek Kaplıcası



Ülkemizin zengin su kaynaklarından sadece biri olan Tümbüldek Kaplıcası, Bursa'nın Mustafakemalpaşa ilçesinde bulunmaktadır. Akarca Köyü'ne yakın olan kaplıcanın varlığı çok eski dönemlerden beri varlığını devam ettirmektedir. 

Tümbüldek Kaplıcası'nın sularında analizler yapılmıştır. Yapılan analiz sonuçlarında suların sodyum, kalsiyum ve bikarbonatlı olduğu ortaya çıkmıştır. Kaplıca suyu yeraltında 52 derece kaynamakta olup, aynı zamanda romatizma, kalp, böbrek taşı-kumu ve mide hastalıklarına iyi geldiği bilinmektedir. 

Kaplıcanın çevresinde dinlenebileceğiniz tesisler de mevcut. Tümbüldek Kaplıcası'nın bulunduğu doğal çevre de halk tarafından mesire yeri olarak kullanılıyor. Hem güzel bir piknik hem de kaplıca keyfini birleştirmek isterseniz şayet, Tümbüldek Kaplıcası tercihleriniz arasında mutlaka olmalı.

25 Mayıs 2015 Pazartesi

Trilye


Tarihin her bir sokakta canlı olarak hissedildiği Tirilye, Bursa’nın Mudanya ilçesinin 11 km uzağında, Marmara’ya kıyısı olan şirin bir belde. Mudanya’ya 10 dakika uzaklıkta yer alan Trilye, tam anlamıyla olmasa da tarihi dokusuyla günümüze kadar korunmuş bir köy. Trilye ve çevresi antik çağlardan beri yerleşime açık olmuş. Bu yüzden attığınız her adımda tarihi bir yapıyla karşılaşıyorsunuz.
İsmini Rumca 3 aziz anlamına geldiği ya da barbunya balığı demek olan “trigliya”dan aldığı rivayet ediliyor. Tarihi Misyalılar, Traklar, Antik Romalılar ve Bizanslılara uzanan Trilye’de tarihi yapılar bugün dahi ayakta. 1330’dan itibaren Osmanlı egemenliğine giren beldenin adı 1963’de “Zeytinbağı” olarak değiştirilse de 2011’de tekrar iade edilmiş.
Tarihi kayıtlara göre Trilye’de 1908’de 820 hane varmış. 19. yy sonlarında ise beldede 109 Türk ve 3,657 Rum’un yaşadığı biliniyor. Bugün belde de hiç Rum bulunuyor.Yunanistan‘da kurulmuş aynı isimli kardeş kasabada Trilye’de yaşayanlar turistik amaçla beldeye sık sık geliyor.

Trilye gezilecek yerler

Tirilye
Kırmızı kiremitli çatılarıyla göze çarpan Trilye, dar sokakları, tarih dolu mekanları ile gezginlere farklı imkânlar sunuyor. Son yıllarda popülerleşmeye başlayan belde, sit alanı olduğundan özgün yapısını koruyabilmiş. Köy yürüyerek birkça saatte gezilebiliyor. Görülmesi gereken yerler birkaç yıkık tarihi yapıdan ibaret.
Osmanlılarca camiye dönüştürülen ve Fatih Camii adını alan Büyük Kilise; duvarlarına tarihte ilk kez resim yapılan Kemerli Kilise; ev olarak kullanılan Dündar Evi (Yuannes Kilisesi); bir de yemekhane olarak kullanıldığı için bu adla anılan kilise günümüzde varlıklarını zor da olsa sürdürüyorlar.
Kemerli Kilise; Panagia Pontobasilissa ya da belde de tanınan adıyla Kemerli Kilise, duvarlarına resim yapılan ilk kilise olarak bilinmektedir. Hristiyanlığın kadim dönemlerinde de büyük ilgi gören Trilye ve çevresinde çok sayıda görkemli kilise, manastır inşa edilmiş, ancak günümüze kadar sadece 3 kilise ve 1 manastır ulaşabilmiş. 13. yüzyıl sonlarında yapıldığı kabul edilen Kemerli Kilise de bunlardan birisi. Kilisenin Panagia Pantobasillissa’ya (Hz.Meryem’) adandığı bazı el yazması eserlerde belirtilmektedir. Kilise, doğu-batı doğrultusunda uzanan Yunan haçı şemasına sahiptir. Yapı kullanılmasa da halen ayaktadır. İlk yapının duvar tekniği göz önünde bulundurularak, 13’ncü yüzyıl sonlarında yapıldığı kabul edilmektedir. Hıristiyan âlemi için büyük önem taşıyor.
Dündar Evi; Rumlardan kalan tarihi eser niteliğindeki Yuannes Kilisesi, bugün Dündar Evi adında mesken olarak kullanılıyor. 3 katlı yapıya kemerli taş bir kapıdan giriliyor. Kilise’nin 3. yy’dan kalma olduğu söyleniyor. Duvarlarına kazınmış isimlere ise hayret etmemek elde değil.
Taş Mektep; Kıbrıs Eski Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios’un eğitim aldığı Papaz Okulu 1909’da neo-klasik tarzda yapılmış. 1924’lerde şehit çocukları, öksüz, yetimler için Dar-ül eytam (Öksüz Yurdu) olarak kullanılmış. 1980’li yıllara kadar okul olarak hizmet veren Taş Mektep bugün maalesef çok bakımsız durumda
Fatih Camii; Eski ismi Aya Tadori olan ve kapısında Hicri 968, Miladi 1560 yazılı olan Bizans sütun başlıklarına sahip kilise, bugün Fatih Camii olarak kullanılıyor.
Osmanlı Hamam (Avlulu Hamam); Fatih Cami yanında yer alan hamam Yavuz Sultan Selim tarafından yaptırılmış. Bugün kültür merkezi olarak kullanmak için restore ediliyor.
Medikion Manastırı;  Tirilye’den Eşkel Limanı’na giden karayolu üzerinde yer alıyor. Kuzeybatısında Rum Mezarlığı yer alır. 8. yy’da kurulduğu bilinen ve çiftlik olarak kullanılan manastırın yalnızca duvarlarıyla, her birinin ağırlığı 200 kilo gelen görkemli giriş kapılarıyla günümüze ulaşabilmiş.

Kemerli Kilise, Tirilye

Trilye zeytini

Trilye halkının başlıca geçim kaynağı zeytin ise dünyaca ünlü. Trilye zeytini gerçekten başka zeytinlere benzemiyor. Başka yerlerde bulmak da mümkün değil, bu yüzden köylüler daha sonra isteyenlere zeytinleri kargo ile gönderiyorlar.  Zeytin ve yan ürünlerini burada her köşeden almak mümkün.
Orta boyda, küçük çekirdekli ve çekirdeği meyvesine yapışmayan Trilye zeytini salamura yöntemiyle 3-4 yıl saklanabiliyor. Ayrıca olgunlaşmış yeşil zeytinlerden kırma, çizme ve az tuzlu konserve zeytin üretiliyor. Yörenin zeytini yağ yapımı için de çok uygun.
Günümüzde yöre halkının %90’ı geçimini zeytincilikle sağlıyor. Trilye’de balıkçılık eskiden olduğu gibi bugün de önemli bir geçim kaynağı.  Trilye’de bağcılık, şarapçılık, ipekçilik de geçmişte kalan uğraşlar arasında yer alıyor.

18 Mayıs 2015 Pazartesi

İnegöl

Türkiye İstatistik Kurumu 2012 yılı verilerine göre İnegöl, 230.000'i bulan nüfusuyla, 1065 Km2lik bir alana sahiptir
Bursa'nın dış ilçeleri arasında en kalabalık İlçesi ve Güney Marmara'nın 2. Büyük Kentidir
Günümüzde İnegöl, Büyük ve Modern sanayi kenti olmanın yanı sıra Türkiye'de ki birçok İl'den büyüktür. (40. Büyük kent)
İnegöl'ün yerli Halkı Bursalı olup Manavlardan oluşmaktadır. Ancak Yoğun Göçlerle Birlikte İnegöl'de Tüm Milletlerden çeşitli insanların yaşadığı Kozmopolit bir kenttir.
İnegöl;  Yeni Parkları, Geniş Caddeleri ve Alışveriş Merkezleri ile Modern bir görünümündedir.
İnegöl Kent olarak Anadolu’nun önemli ulaşım yolları üzerinde bulunuyor. Ülke nüfusunun %50’sinden fazlasına hitap edenİstanbul, Ankara, İzmir şehirlerinin üçgenin tam ortasında, her birine otoyoldan 3-5 saat uzaklıkta, ulaşımı kolay olan, merkezi bir yerdedir.
Özellikle Gemlik ve Mudanya Limanlarına 1-1,5 saatte karayolu ile ulaşmak mümkündür. Yenişehir Uluslararası Havaalanı ise yarım saatlik mesafededir.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
 Başlıca ağaç türleri;  Çam, kayın, köknar, meşe, ıhlamur, kestane ve cevizdir. 104 bin 447 hektarlık yüz ölçümüne sahip olan ilçemiz orman alanı bakımından ülke ortalamasının üzerinde bir yere sahiptir.
İnegöl’de tarım topraklarının %72,8'i tarla tarımına, %19'u bağ-bahçeye, %7.7'si sebze tarımına ayrılmıştır. %49'luk bir bölümde ormanlarla kaplıdır.
FİZİKİ YAPISI
Fiziki yapısı Ova,148 km2 yüzölçümüne sahiptir. Ovanın zemini alüvyonlarla kaplıdır.
DAĞLARI
İnegöl başta Uludağ olmak üzere, Domaniç dağları, Ahı Dağı gibi eşsiz manzaralara sahiptir.
Uludağ yaylaları, akarsuları ve doğal güzellikleriyle İnegöl’e daha çok doğa turizmi olanakları sunmaktadır.
YAYLALAR
Boğaz ova, Araboturağı, Alaçam
AKARSULAR
Kocadere, Karadere, Akdere, Hocaköy, Bedre, Akçasu, Çandır, Mezit.
GÖLLER
Eymir Göleti, Kurşunlu Göleti, Kozluören Göleti, Halhalca Göleti, Yenice Göleti, Kültürpark göleti

17 Mayıs 2015 Pazar

Suuçtu Şelalesi



Bursa ili Mustafakemalpaşa ilçesine 17 km uzaklıktaki Muradiyesarnıç köyü yakınındaki Suuçtu, Karadere üzerinde 36 m Yükseklikte bir şelaledir. Ailenizi, eşinizi, dostunuzu alarak kayın ormanı ortasında yaklaşık 36 metre yükseklikten bir dantel örerek dökülen suyun havalarda uçuştuğunu hayranlıkla izleyeceksiniz. Su uçtu Şelalesi bir fay hattının çökmesi ile oluşmuştur. 36 metreden dökülen su, yazın suyunun azalmasına rağmen kış aylarında doldurduğu göleti ile güzel bir manzara sergiliyor. Gezi alanı ve piknik yeri olarak tercih edilen Suuçtu, etrafını saran kayın ağaçları arasında, serin havası ile tam bir temiz hava deposu. Ayrıca aracınız müsaitse tepede alabalık lokantasına gidebilir, temiz havada artmış olan iştahınızı biraz olsun dindirebilirsiniz.
Civarındaki ahşap piknik masaları ve ocaklarıyla piknikçilerin akınına uğrayan Su Uçtu, kayın, meşe, çam, alfat ağaçlarıyla da tam bir oksijen deposu niteliğinde. Yaz aylarında hem ağaçların gölgesi hem de şelalenin serinliği ile klimatik bir ortam sağlaması da cabası. Kuş ve şelalenin çağlama sesi gibi doğayla baş başa olacağınız bu mesire yerinde. Piknik alanındaki ocaklarda ızgara yapabilirsiniz. İlginç renk ve yapıdaki kayaların 50 metre yüksekliğinden dökülen şelalelerin meydana getirdiği göletse çocukları serinlemek için yüzdükleri bir numaralı hedef. Rengiyle sizi hayli şaşırtacak olan bu su, içilebilecek nitelikte. Şişelenip satılması, su azalmasın diye orman bölge müdürlüğünce yasaklanmıştır.

11 Mayıs 2015 Pazartesi

Mudanya

Bursa’nın merkez ilçesi olan Mudanya, 28-29 derece doğu boylamları ile 40-41 derece kuzey enlemleri arasında bulunmaktadır. Batıda Karacabey, güneyde Osmangazi ve Nilüfer, doğuda Gemlik ile komşudur; kuzeyde ise Gemlik Körfezi’nin güney sahilleri boyunca uzanır.

Gemlik Körfezi’nin güney yüzünü kaplayan ve Bursa Ovası'nı denizden ayıran Mudanya dağları, doğu-batı yönünde uzanır. Batıdan, Susurluk Çayı’nın denize döküldüğü yere kadar uzanan en yüksek tepe 600 metre yüksekliğindeki Karatepe’ye kadar erişir. Arazi engebeli bir yapıya sahiptir.

Mudanya’da ılıman Marmara iklimi görülür. Yazlar çok sıcak değil ama kurak geçer. Kışlar nispeten ılık ve yağışlıdır. En soğuk ay Şubat, en sıcak ay Ağustos’tur. En çok poyraz ve yıldız yönünden esen rüzgârları alır. İklim koşulları ve hava kalitesi nedeniyle dışarıdan fazlaca göç almıştır.

Bütünşehir Yasası ile 30 Mart 2014 tarihinden itibaren ilçeye bağlı 1 belde (Trilye) ve 36 köy, mahalle statüsü alarak Mudanya merkeze dahil olmuştur. Bunlara ilçe merkezinde yer alan 8 mahalle de eklenince toplam mahalle sayısı 47’e yükselmiştir.

Mudanya'da balıkçılık ayrı bir ekonomik kaynaktır. Marmara Denizi'nin aşırı kirlenmesi sonucu balıkçılık sektöründe gerileme olmuştur. Zeytincilik ise ilçe halkının birinci derecede gelir kaynağıdır. Bağcılık, sebze ve meyvecilik gibi tarımsal faaliyetler de yapılmaktadır.

İlçede dış turizmin yanında, özellikle başta Bursa olmak üzere çevre il ve ilçelerden gelenlerin oluşturduğu günübirlik yerli turizm faaliyetleri yoğun olarak yaşanmaktadır. Bunun yanında kendi yazlık evlerinde kalanların sayısı da hayli fazladır.

İlçeye bağlı Güzelyalı semtinde yer alan modern terminalden hızlı feribot aracılığıyla İstanbul'a 75 dakikada ulaşmak mümkün olmaktadır.

1893 yılı Osmanlı nüfus sayımına göre, Mudanya'da yaşayan kişi sayısı 16.683 kişiydi. Bunların büyük çoğunluğu (%71) Rumlardan oluşmaktaydı (11.757 kişi). Mudanya'daki Türk nüfusu ise 4.891 kişiydi (%29). Rum nüfus 1924 mübadelesinden sonra Yunanistan'a göçmüş, Halkidiki Yarımadası’nda Nea Moudania (Νέα Μουδανιά, Yeni Mudanya) yerleşimini kurmuştur.

Mudanya ilçesinin nüfusu 2011 genel nüfus sayımına göre, 73 bin 639’dur.    

10 Mayıs 2015 Pazar

Bursa Atatürk Müzesi


Bursa Atatürk Müzesi
Bursa, Çekirge Caddesi üzerinde bulunan Bursa Atatürk Müzesi'nin 19. yüzyılın sonlarında yapıldığı tahmin ediliyor. Bodrum ve çatı katı dışında iki katlı olan yapı, Atatürk'ün 20-24 Ocak 1923 tarihleri arasında Bursa'yı ikinci ziyaret edişinde, Bursa Belediyesi bu binayı Miralay Mehmet Bey'den satın alarak kendisine hediye etmiş.

Atatürk'ün tüm Bursa ziyaretlerinde kaldığı bu ev, 29 Ekim 1973'de, Cumhuriyet'in 50. yılında müzeye dönüştürüldü ve ziyarete açıldı.

Müzenin birinci katında, girişin sağında kabul salonu, solda yemek salonu ve buraya açılan dinlenme odası bulunuyor. İkinci katında ise, sağ tarafta yatak odası, solda çalışma odası ve limonluk bölümü yer alıyor. Müzenin bodrum katı mutfak ve hizmet için kullanılıyor. 

Bursa Atatürk Müzesi içerisinde bulunan eşyaların tamamına yakını Atatürk'ün kullandığı orijinal eşyalar.

Eğer yolunuz Bursa'ya düşerse, Bursa Atatürk Müzesi'ni de mutlaka ziyaret edin.

9 Mayıs 2015 Cumartesi

Mihraplı Köprüsü



Nilüfer İlçesi sınırlarında, Nilüfer Çayı’nın kollarından biri üzerinde bulunan köprüyü Çelebi Sultan Mehmet’in kızı Selçuk Hatun 1465-1466’da yaptırmıştır. Eski Bursa-Karacabey Yolu üzerinde yer alan köprü, Nilüfer Çayı’nın tanzim edilip akış yönünün değiştirilmesi ile terk edilerek, önemini yitirmiş ve zamanla bir kısmı yıkılmıştır. Köprünün iki kitabesi bulunmaktadır. Bugün bu kitabeler Bursa Türk ve İslam Eserleri Müzesi’ndedir. 1762, 1776, 1847’de onarıldığı sicillerde kayıtlıdır.

7 Mayıs 2015 Perşembe

Gökdere Medresesi



Bursa ‘nın Kayhan mahallesinde bulunur. İlk Osmanlı eserlerinden biri olarak sayılır.
2. Bayezid dönemi bilim adamlarından hayırsever bir kişi olan Zeyrek zade Paşa tarafından yaptırıldığı sanılmaktadır. 12 hücre ve büyük bir dershaneden oluşan yapı, 1906’dan sonra bir süre kadınlar hapishanesi olarak kullanılmıştır.

1939 ‘da özel mülkiyete geçen bu yapı yıllar boyu marangozhane, demirci dükkânı, depo gibi tarihi niteliğe uygun olmayan işlevler görerek değerini kaybetmiştir.


Hacivat Karagöz Müzesi



Karagöz ve Hacivat taklide ve karşılıklı konuşmaya dayanan, iki boyutlu tasvirlerle bir perdede oynatılan gölge oyunudur. Karagöz oynatıcısına hayali, hayalbaz denir. Yardımcıları çırak, yardak, dayrezen, sandıkkar'dır. Oyunda konuşmaların değişmesi baş hareketleriyle yapılır.
Bu iki karakterin gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayete dayanır, zira gerçekten yaşamış olsalar bile büyük ihtimalle bahsedilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli bulunmamışlardır.

Bursa Anadolu Arabaları Müzesi


Türkiye‘nin ilk ve tek Anadolu Arabaları Müzesi’dir. Toplam 17.000 m2 ‘lik bir alanı kapsayan, Umurbey Mahallesi’ndeki eski bir ipek fabrikası TOFAŞ tarafından restore edilerek, 28 Haziran 2002‘de müze olarak halkın ziyaretine açılmıştır. 

Y.Mimar A.Naim Arnas, MSÜ Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Bölüm Başkanı Prof. Önder Küçükerman ve Tofaş`ın murahhas azası ve tasarımcı – yönetici Jan Nahum biraraya geldiler; 1998 yılı Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Erdem Saker`in ve yardımcısı Dr. Engin Yenal`ın kendilerine gösterdiği eski ipek fabrikasının bulunduğu yerde “Tofaş Bursa Anadolu Arabaları Müzesi”ni kurma kararı verdiler.

Eski ipek fabrikasının ana binası olan müzede 2600 yıl önceye ait bir tekerlekten yola çıkarak, TOFAŞ tarafından üretilen motorlu araçlara kadar bir zaman tüneline girilmektedir. Müzeye girdiğinizde sizi 2600 yıl önceye ait Üçpınar Tümülüsü ve kazı çalışmalarını gösteren duratranslar karşılıyor. Orijinali Balıkesir’de olan bu tümülüsün içerisindeki araba parçaları buluntuları ve tekerlek parçaları bu müzenin başlangıç noktasını oluşturmaktadır.

Müzede ilerledikçe at arabası ve fayton imalatının yapıldığı dükkân ile karşılaşacaksınız. Tamamen orijinal malzemelerden oluşan bu dükkânda bir at arabası imal etmek için aylarca çalışıldığını görünce çok şaşıracaksınız. Sadece bu at arabasını imal etmekle iş bitmiyor; imalathaneden de arabalar, deri ve koşum takımları, branda işlerinin yapılması için saraçevine gönderiliyormuş. Ustanın ve alıcının talebine göre arabanın aksesuarları takılıyormuş. Tabii ki müzede saraçevini de göreceksiniz.

Emir Sultan Camii

Emir Sultan Camii, Bursa'da, Yıldırım Bayezid'ın kızı Hundi Fatma Hatun tarafından kocası Emir Sultan adına, muhtemelen Çelebi Sultan Mehmed'in hükümdarlığı sırasında (1366 - 1429) inşa ettirilmiştir.
Bursa'nın en önemli mimari yapılarından olan Emir Sultan Camii, Yıldırım ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Bursa'nın doğusunda aynı adı taşıyan mahallede "Emir Sultan mezarlığı"nın yanında servi ve çınar ağaçlarının arasında yer almaktadır. Cami ilk yapıldığı zaman tek kubbeli iken 1507'de avlu ve üç kubbeli revak eklenmiştir. Camii 1795 yılında tamamıyla yıkılmış, 1804'te III. Selim camiyi aynı plan üzerine yeniden kurmuştur. 1855 depreminde hasar gören cami 19. yüzyıl zarfında tamir edilerek harap olmaktan kurtarılmıştır.

Parklar

Kültür Park


Konumu, büyüklüğü ve yeşil yapısıyla kent merkezi içinde büyük öneme sahiptir. Çevresinde çay bahçeleri, lokantalar,  Bursa Arkeoloji Müzesi, Konservatuar Binası, Açık Hava Tiyatrosu vardır. 393.000 metrekarelik alana kurulmuştur.
143.000 metrekarelik yeşil alana sahiptir ve 61 türde yaklaşık 5000 adet ağaç bulunmaktadır.1963 ‘ten bugüne kadar  Uluslararası Bursa Festivali'ne ev sahipliği yapar. 1999’da Reşat Oyal’ın ismi Kültürpark’a verilmiştir


Botanik Park 



Bursa Botanik Parkı, İzmir-İstanbul yolu üzerinde Bursa Hayvanat Bahçesi’nin bitişiğinde kurulmuş 400 dönümlük parktır.Botanik Park’ta Japon Bahçesi, Fransız Bahçesi, İngiliz Bahçesi, gül bahçesi, kaya bahçesi, kokulu bitkiler bahçesi, şekilli bitkiler bahçesi gibi adlarla değişik bahçe alanları oluşturulmuştur. Her yıl uluslar arası Lale Festivali nedeniyle 200-250.000 lale ekilir.
1998’den beri 1. derecede doğal sit alanıdır. Bitkisel araştırma ve bilimsel çalışmalara açık bir parktır. Parkın yapımı 1995’de başlamış ve 1998 yılında kullanıma açılmıştır.
Park içinde Spor için koşu yolları, yürüyüş yolları, bisiklet yolları, kültür fizik aletleri, masa tenisi alanları ve bir otomobil pisti bulunur. Parkta bisiklet kiralamak mümkündür. 150 tür ağaç, 27 çeşit gül, 76 tür çalı, 20 tür örtücü bitki bulunur.

Merinos Parkı 



Kültürpark’tan sonra Bursa’nın en büyük kent parkıdır. 252 bin 500 metrekare yeşil alanda 81 farklı türde olmak üzere 2500 ağaç ve 11.600 bitkinin bulunduğu alana bir suni gölet ve süs havuzları bulunuyor. Yeşil alanın yanı sıra aktivite alanlarıyla da cazibe merkezi konumundadır. Merinos içinde 1000 araçlık kapalı otopark da bulunmaktadır. park bünyesinde ayrıca, kafeterya, restoran, 2 km yürüyüş yolu, 3 km. Koşuyolu, 5 km. Bisiklet yolları ve çocuk oyun alanları yer almaktadır.











Hamamlar

Armutlu Hamamı (Osmangazi)



Bursa Çekirge Caddesinin altında yer alan Armutlu Hamamı Eski Kaplıca ismi ile de tanınmıştır.

Bursa’nın en büyük hamamlarından biri olup Sultan I.Murad döneminde 1394 yılında yapılmış, Sultan Yıldırım Bayezid döneminde de hamama bir soğukluk eklenmiştir.

Hamam taş ve tuğla dizilerinden yapılmış olup yer yer Bizans devşirme parçalarından da yararlanılmıştır. Soyunmalık bölümünün ortasına büyük bir şadırvan yerleştirilmiş olup üzeri iki kubbe ve iki yarım kubbe ile örtülmüştür.Buradan geçilen sıcaklık yine kubbelidir ve sekiz sütuna oturan yuvarlak kemerlerin taşıdığı kubbeli bir mekana geçilmektedir. Sıcaklık 7.00 m. çapında havuz çevresinde çokgen bir plan geliştirilmiş,çevresine de tonozlu nişler yerleştirilmiştir. Bu bölüme aslan ağzı başlıklardan sıcak sular akmaktadır.Bu bölüme1675 tarihli Farsça bir kitabe yerleştiriliş kitabe günümüze kadar gelebilmiştir:
“Hamamın tarihini cevat dinle Ya Rab daima su ve kuvvet ver”

Hamamın üst örtüsü ilk yapılışında kurşun kaplı iken 1612 yılında bunlar sökülmüş yerini kiremit örtü almıştır. XIX.yüzyıldan sonra hamamın çevresine yapılan eklerle dış görünüşü orijinal şeklinden uzaklaşmış ve etrafındaki yapıların arasında kaybolmuştur. 


Emir Sultan Hamamı (Yıldırım)



Bursa Emir Sultan semtinde, Emir Sultan Camisi’nin güneyinde bulunan bu hamamı Yıldırım Beyazıt’ın kızı, Emir Sultan’ın eşi Hundi Sultan 1426’da yaptırmıştır. 

Hamam 12.35x34.75 m. ölçüsünde dikdörtgen planlı olup, soğukluğu kare planlıdır. İlk yapılışında üzeri kubbeli olan bu bölüm, sonradan düz çatılı bir konuma getirilmiştir. Soğukluktan kare planlı üzeri kubbeli bir bölümden ılıklığa geçilmektedir. Ilıklığın çevresinde iki halvet hücresi ve hela bulunmaktadır. Buradan da üç eyvanlı ve iki halvetli sıcaklık bölümüne geçilmektedir. Göbek taşının bulunduğu sıcaklığın üzeri de kıvrımlı bir kuşağın bulunduğu bir kasnak ve kubbe ile örtülmüştür. 


Emir Sultan Hamamı 1622, 1670 ve 1712 yıllarında onarılmıştır. 



Çekirge Hamamı (Osmangazi)


Bursa Çekirge Semtinde I.Murad Caddesi’nin yol seviyesinin altında kalan Çekirge Hamamı XIV.yüzyılda yapılmıştır. 

Bursalı kadınlarca şifalı ve kutsal bilinen bu hamam başlangıçta halka açık, ücretsiz olarak yapılmıştır. Yolun birkaç basamak altında girişi bulunan hamamın kapısı üzerinde tuğla ile deniz dalgalarına benzeyen bir motif işlenmiştir. Girişten sonra oldukça uzun bir koridordan soğukluk bölümüne ulaşılmaktadır. Soğukluk, trompların yardımı ile tek bir kubbe ile örtülmüştür. Soğukluktan dikdörtgen planlı bir başka koridorda sıcaklık ve helalar bulunmaktadır. Sıcaklığın üzeri de kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür. 

Çekirge Hamamı kesme taş ve tuğladan yapılmış olup, örgü sıraları arasına iki sıra, bazen de üç sıra tuğlalar yerleştirilmiştir. Bunun yanı sıra taşların arasında dikey olarak tek tuğlalar da görülmektedir. Hamamın yan duvarları diğerlerinden farklı olup, kesme taş yerine kaba ve oldukça iri taşlardan yapılmıştır. 

Günümüzde hamamın kubbeleri beton ile kaplanmıştır

5 Mayıs 2015 Salı

Tayyare Kültür Merkezi


Cumhuriyet tarihinin ilk modern sinema-tiyatro ve konser salonlarından biridir. Tayyare Cemiyeti tarafından yaptırılmış ve 1922 yılında hizmete açılmıştır. Adını da bu cemiyetten alır. Bu bina Birinci Ulusal Mimarlık Dönemi eserleri arasında, en sade ve güzel olanıdır.
Tayyare Kültür Merkezi, Bursa’da kültür ve sanat etkinliklerinin çoğunun gerçekleştirildiği bir mekandır. Heykel’de, Atatürk Caddesi üzerinde yer alır. 

Tophane





Osmanlı İmparatorluğu’nun İstanbul'un fethinden önce, Bursa ve Edirne olmak üzere iki yerde tophânelerinin olduğu tahmin edilmektedir. İstanbul’un fethinden sonra Bursa ve Edirne dışında birçok yerde tophane kurulmuştur. Fatih Sultan Mehmet’in kurduğu Tophâne–i Âmire’den sonra kurulan başlıca tophaneler şunlardır; Avlonya, Semendire, Novaberda, İşkodra, Belgrad, Budin, Erzurum, Mısır, Basra, Birecik, Hasköy ve Van tophâneleridir. Osmanlılar fetih alanlarının genişlemesi sonucunda bu tophaneler dışında birçok seyyar tophane kurmuş ve buralarda top dökmüşlerdir.

Manzara





Bursa Kalesi


Milattan önce 7. Yüzyıl’da Bursa’nın yer aldığı coğrafyaya yerleşen ve milattan önce 327 yılında bağımsız bir krallık haline gelen Bithynialıların; Bursa Kalesi’ni milattan önce 1. Yüzyıl’da inşa ettikleri düşünülmektedir. Tarihin en eski kalelerinden biri olan Bursa Kalesi; Roma, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarına ev sahipliği yapmıştır. Roma ve Bizans İmparatorlukları döneminde kale, çeşitli onarımlardan geçirilmiştir. Orhan Gaziise 1326 yılında Bursa’yı Osmanlı topraklarına kattıktan sonra kaleyi üç köşeli burçlarla desteklemiştir. Kalenin; Yer Kapı, Zindan Kapı, Hisar Kapı, Pınarbaşı Kapı ve Kaplıca Kapı olmak üzere beş adet kapısı bulunmaktadır.
Bursa Kalesi’nin içerisinde Roma dönemine ait sütunlar, lahit parçaları, kitabeler, adak ve mezar steli, heykel kaideleri yer almaktadır. Kalenin yapımında ise blok ve moloz taşlar kullanılmıştır. Kale surlarının uzunluğu yaklaşık 2 kilometre olup kalenin iki burcu da şehrin Çakırhamam ve Tophane bölgeleri arasında yer almaktadır. Hisar Kapı ve bazı sur duvarları 1855 yılındaki büyük Bursa depremi sırasında yıkılmıştır. Pınarbaşı Kapı ile Zindan Kapı arasında kalan surların kesme taşları ise yeni yapılanma için sökülmüş, bu taşlardan geriye sadece temel izleri kalmıştır. Kalenin günümüze ulaşan dikkat çeken bölümleri mazgalları ve yuvarlak kemerleridir. Bursa Kalesi’nden; geçmişten günümüze, Evliya Çelebi de dahil olmak üzere, yerli yabancı birçok gezgin; gezi yazılarında bahsetmişlerdir.

Gölyazı



Gölyazı, Uluabat Gölü üzerinde bir yarımada üzerindedir. Tarihte ismi Apolyont olarak bilinmektedir. Roma, Bizans ve Osmanlı imparatorluğundan izler taşımaktadır. Asırlık Rum evleri, antik kentten kalan kalıntıları, kale surları, kuşları, leylekleri, turna, sazan ve yayın balığı, asırlık çınar ağacı, kilisesi, balık mezatı, camisi, kerevit ağları, Arnavut kaldırımlı sokakları, göl suları içinden masmavi gökyüzüne yükselen ağaçları, rengarenk balıkçı sandalları Gölyazı’nın en önemli özellikleridir. Roma çağında gelişen Gölyazı, Bizans döneminde daha çok dinsel içerikli eserler kazanmıştır. Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu Osman Gazi, Gölyazı ve çevresini Türklere açmıştır.



Ulaşım
İstanbul’dan feribotla Yalova’ya geçip Bursa – İzmir Yolu’nun 34′üncü kilometresinde yer alan Gölyazı tabelası ile işaret edilen yola girmeniz gerekiyor. Gölyazı tabelasına yaklaştığınızda yolun sol tarafında Uluabat Gölü’de tüm güzelliğiyle görülüyor. Köy yoluna girdikten sonra zeytin ağaçlarının arasından yaklaşık 5 kilometre devam ederek Gölyazı’ya ulaşabilirsiniz. İstanbul Gölyazı arası yaklaşık 3 buçuk saatdir.
Uluabat Gölü, göçmen kuşlar için doğal bir kuş cenneti olduğunu, yavrulama döneminde Manyas Gölü’nde konaklayan kuşların, Uluabat gölündeki balık bolluğu nedeniyle beslenmek için bu göle geldiklerinide öğreniyorum.
Gölün çevresindeki sazlıkları ve rengarenk ahşap balıkçı sandallarını kadrajınıza alıp manzara (landscape) fotoğrafı çekebilirsiniz. Bazı evlerin pencere çıtaları rengarenktir. Detay ve doku fotoğrafı çekerken bu yapıları kullanabilirsiniz. Gölde balıkçı tekneleriyle ada turu da yapabilirsiniz.
Gölyazı’da, her sabah balık mezatı kuruluyor. Gölde avlanan turna, yayın, sazan ve kerevitler mezatta çevre illerden, ilçelerden, köylerden gelen konuklara satılıyor.